Ellerimi teslim ettim klavyenin tuşlarına..Yüreğim, nereye hangi harfi koyarsa; ellerim takipçisi olacak bu yazının..içimden geldi ve asla geriye dönüp değişiklik yapmayacağım..Uzun süredir inime çekilmiştim..yazacak o kadar şey varken bir süre ara vermeyi daha doğru buldu yüreğim. Bir tür feragat anlaşması sanırım.
Gölgelerin peşinden koşarken, aslımı nerede kaybettiğimi bilmiyorum.Kim bilir, birinin gölgesidir belki; Uçurumun kıyısına itildiğim grileşen anlarım da oldu ama siyaha boyanmadan sıyrılmayı bildim..ve eğer renkler konuştu ise aldım beyaz kalemi elime.. beyaz olmasaydı, anlamların buzlaşan kalıplarının ağır yükünü taşıyamazdım.Şimdi mutluyum işte..
Sevdamı boyadım, çırpınan bir yürek kalmıştı geride, dakikada kaç kere attığını sayamadığım koca bir yürek..üzüntüleri sığdıramadığım günlerin ardında, lekelemeden yaşatmaya çalıştığım yüreğim..
Öyle yorulmuştu ki son atışların heyecanı vardı.KIYAMADIM.
Boyadım seni de sevdam bu sana son güzelliğim!.
Bugüne kadar hiç, alçak kapıların güzelliği tercihim olmadı ki..'Sevdan uğruna kapıları yumruklamaz mısın?diye sormuştun.Gümbürdeyen davul seslerinden bir haber bir sağıra yumruk sesleri ne fayda..Sonra, düşündüm, ben yumrukladıkça alçaldı altın sırmalı kapılar; demir parçasına döndü tokmaklarıyla..
KIYAMADIM.. Bembeyaz bir fona yerleştirdim bu sevdayı, beyaz kalemlerle üstünden geçtim.Resim mi yaptım, yazı mı yazdım, yoksa yazgıma mı baktım bilmiyorum; tek bildiğim silmeyip sadece beyaza boyadığım...